Abdurrahman SADİEN İle Kur'an...
Gezgin, Mağribli bilge İbn Arabi'nin kendi ruhunda yaptığı ve bereketli bir ömre yayılan manevi gezinin öyküsü. Kartallar gibi kimsenin uçamadığı sarp kayalıklarda gezinen, hiçbir faninin kanat çırpamadığı göklerde uçan bir arifin serüveni. Bu öykü, kâmil
Sekiz yaşına kadar kendisini evlatlık alan bir kadını annesi biliyordu. Bulunmuş kimsesiz bir çocuk olduğunu öğrendiği günün sabahında bir hayvan terbiyecisi olan Vitalis'e az ücretle satıldı.Bir maymun ve üç köpekle temsiller vererek bütün Fransa'yı
Geçtiğimiz aylarda "Sevmekten Korkuyorum" adlı romanıyla okurlarına ulaşan kıymetli yazarlarımızdan Ahmed Günbay Yıldız, şimdi de "O"na Secde Yakışıyor" adlı son romanıyla okurlarıyla buluşmaya hazırlanıyor. Yazarımız romanında, yaşadığı sıkıntılardan dol
Frank McCourt'un çocukluğunu anlatan Angela'nın Külleri dünyanın her yerinde büyük bir okuyucu kitlesi tarafından okundu ve çok sevildi. Büyük bir yoksulluğu anlattığı halde, McCourt'un kalemindeki sevecenlik ve ince mizah, satırların arasından sızan umut
Geriye bakıp çocukluğumu anımsadığımda, nasıl hayatta kalabildiğime hâlâ şaşarım. Ekonomik kriz sırasında, Amerika'ya yeni gelmiş bir göçmen ailesinin çocuğu olarak, Brooklyn'de dünyaya gelen ve İrlanda'nın Limerick kentindeki yoksul mahallelerde büyü
İthaki Yayınları, Franz Kafka'nın, bu dahi yazarın bütün yapıtlarını eksiksiz ve yetkin çevirilerle yayımlamaya başlıyor... Dizinin temel kitapları kapsayan ilk kısmı, 2006 yılında tamamlanacak, Dönüşüm, Kayıp (Amerika), Şato, Dava ve Bütün Hikayeleri...<
Kimimiz sevdik harcandık...Kimimiz guvendik harcandık...Kimimiz umut doluyduk harcandık...
Şark Kızı... Bu tprakların kızı... Bir sevda masalının esrarında mest olmak için; Ebedi aşkın doyumsuzluğuna buyurun... "Şark Kızı" sizi bekliyor...
Orta Doğu kaynamaya başladı Sayın Başbakan. Şimdi artık dumanları daha net görebiliyoruz. 11 Eylül'deki saldırı, aslında Orta Doğu'daki ateşi yakacak bir kıvılcım oldu. Bundan sonraki planlar da sırasıyla gerçekleşti. Şimdi şunlara bir bakın, bu emirler,
Gökkubenin altında insanın ruhunu soyan kötülükler ve giyindiren aşklar adına... Doğru ak ejder yılında başladı yirmi üç bin yıllık gizem... Uzayın sonsuzluğuna açılan kapıyı keşfe çıkmış bilge rahipler, uğruna topluca can verdikleri bir sırrın, b
Hiçbir kural tanımayan, sıradışı bir gencin nefes kesen öyküsü. Hayalden, kurgudan uzak, tamamen yaşanmış gerçek bir hayat hikayesi.Manevi hiçbir inancı ve kuralı kabul etmeden yaşarken, öğretmeninin sevgi ve şefkat dolu ilgisiyle dönüş yapan Düzceli
"Evlatlarım! Bir söz verdik. 'Kutsal şehri isyancılara vermeyeceğiz' diyerek. Elimizden ne geliyorsa yapmalıyız. Ta ki son mermi, son er ve son kana dek Bu azim, bu kararlılık bize dayanma gücü verecektir. Bunu hiç unutmayın! Ümitsiz olmayınız.
ÇALIKUŞU, Reşat Nuri Güntekin'in en yaygın ününü kazandığı ilk romanı. Romanda, iyi öğrenim görmüş bir İstanbul kızının, Anadolu'nun çeşitli köy ve kasabalarında öğretmen olarak yaşadığı serüven anlatılır. Dekorun yer yer büyük bir güç taşımasına karşın,
Maksim Gorki, 1868-1936. Asıl adı Aleksey Maksimoviç Peşkov. Küçük yaşta yetim kaldı, okuyamadı. Uzun süre başıboş, yoksul bir hayat sürdü. "Acı" anlamına gelen 'Gorki' takma adını da bu yüzden aldı. Romantik öykülerle başladığı yazarlığa, öykülerinde gur
Anselmo, İspanya'da yaşayan gönlünü sosyalist ideallere kaptırmış bir gençtir. Tutkuyla bağlı olduğu davasının zamanla iç yüzüne ait hiç de hoş olmayan gerçeklerle yüzleşinceye kadar davasına sadakatle hizmet etmeye devam eder. Ta ki dayısı öldürülünceye
"Nişanlıydı... Son günlerde yaşadıkları inanılmazdı... İki katlı ahşap binanın alt katındaki geniş salonda, nişanlısının annesi ve babası vardı. Aslında deliler gibi âşıktı nişanlısına... Bir yandan, buhranlar içindeki düşüncesiyle boğuşuyor bir yandan da
"Metahan'ın bakışı, Zeynep'i, Zeynep'in bakışı Metehan'ı çağırdı ve göz göze kaldılar." (Irem bağlarının bülbülleri susmuş ötmüyordu. Artık... hazan mevsimini yaşıyorlardı.) Bu kitapta, Mağdelena'nın Türkiye'ye gelip, müslüman olarak Zeynep adını ala
Ahmed Günbay Yıldız. bu eserinde değişik bir kompozisyonla karşımıza çıkıyor. Yaratılışın tabii bir sonucu olarak, hiç karşılık beklemeyen, hep kendinden veren babanın sevgisi... Ve kendilerini büyütene kadar üzerlerine titreyen bu babaya yüreklerinde
"Annenin karnında değil de yüreğinde büyümek"... Nalân çok farklı dünyaların içindeydi... Sözle yüz ifadesinin arasındaki çelişkilerdeydi beyni.. Bakışların dili, beden dili ve sözcükleri oluşturan harflerin dili birbirleriyle uyumsuzluk içindeydi. Bu, çoc
İki kişilik yalnızlık... Yaşanmış bir öykü... O öyküden yola çıkılarak yazılmış bir roman... 'Sözleri bitmiş' bir çift... "İlk yıllar ne güzeldi!" diye düşünen, mutsuz bir kadın... "Yalvarırım beni dinle!" diyen bir adam... Karı ko
Bu kitap, daha önce Kendini Arayan Kadın adıyla sizlere sunulan eserin devamıdır. Yani büyük bir duygu yoğunluğu ve ibretle okuduğunuz Nilüfer Hanımın öyküsünün ikinci bölümü...Kendini Arayan Kadın okurlardan büyük bir ilgi gördü. Okuyanların yoğun t
Yaz 2005. İstanbul Atatürk Havalimanı. Modernitenin ve şehrin sınırında genetik bilimciden gurbetçi işçiye, taksi şoföründen ünlü bir heykeltıraşa, tuvalet temizlikçisinden mimarlar odası eski başkanına kadar İstanbullu 15 kişinin yolları kesiştiğinde yüz
Cinler, insanlar, şeytanlar ve isyankâr melekler...Zifiri bir savaşın eşiğinde!...Hacer-ül Esved'de gizlenen sır neydi?...Amerikan askerleri Kabe'ye niye baskın yaptı?...Papa ve Amerikan Başkanı Bush nasıl öldürüldü?...Dünya insan
Hayat, zorluklardan örülmüş çetin bir imtihan alanı, veya bir yarış pisti. Ayrılığa, çileye ve zorlukların her türlüsünü omuzlamaya hazır olmayanların bu alanda tutunması ise oldukça güç.Bu güçlüklerin üstesinden gelmeye azmedenlerin elinden bırakama
Madem uluslararası bir işgal kaçınılmazdı, güç dengesini bölüştürmek ve aşırı hakimiyeti kemirmek, bir gün ülkenin yeniden ayağa kalkmasını, egemenlik kavgasını kolaylaştırabilirdi...... Karanlığı bekleyen yarasalar gibi saklandıkları deliklerden çık
Halkımızın gerçeklerini, onların derdini, kederini ve sosyal meselelerini ele alarak işleyen romancımız Ahmed Günbay Yıldız'ın Azat Kuşları' kısa zamanda üst üste yeni baskılar yaptı...Bu roman, romancının gözlemlerine dayanan ve halka malolmuş gerçe
.Beklemediğim anda karşıma çıkan ayrılıkları,Aniden bastıran kışı,Aynaya her baktığımda değişen kadını,Mevsimler içinde mutlaka bir sevinç getiren yaz'ı,Gülünce yüzleri bayram yeri olanları,"Geçecek" diyerek yaraya üfleyenleri,<b
Yazar İsmail Polat, bu kitabında 40 yılı aşkın göçmenliğin çoktan unutulmuş öykülerine yaşam soluğu üflüyor. Günümüz Avrupasını daha iyi anlamak için o günün serüvenlerini iyi bilmemiz gerektiğini hissettiren dokunaklı bir öyküler geçidinden geçiyoruz
On iki yıldır Almanya'da sürgün olan şair Ka Türkiye'ye dönüşünden dört gün sonra, bir röportaj için Kars şehrinde bulur kendini. Ağır ağır ve hiç durmadan yağan karın altında sokak sokak, dükkan dükkan bu hüzünlü ve güzel şehri ve insanları tanımaya çalı
Kitâbu'l-Ezkiyâ (Zekiler Kitabı) zeki insanların zeka pırıltılarıyla dolu hikâyelerini anlatarak zekâyı ve derin anlayışı yücelten bir eserdir. Peygamberler başta olmak üzere insanlığın hemen her seviyesinden zekâ örnekleri verilen bu eserin amacını
Bostan ve Gülistan dan Seçme Öyküler Şeyh Sâdi-i Şirâzî Mezarlıktan geçerken bir zenginin oğluna rastladım. Babasının mezarı başına oturmuş, bir fakire kibirlenip duruyordu: "Babamın türbesi eşsiz İran çinileriyle kaplı, tabanı mermer döşeli,
Bostan, Doğu edebiyatının elden ele, dilden dile dolaşan en büyük eserlerindendir. Tasavvuf anlayışını yansıtan bu yapıtta insanı insan yapan sevgi, açık yüreklilik, alçakgönüllülük gibi erdemler övülür, bunların her şeyden üstün olduğunu gösteren öyküler
Okuyanı tefekküre yönelten, düşündüren, zaman zaman gülümseten, kimi zaman hüzünlendiren, hayatın her rengini yansıtan hikayeler Her hikayenin bir mesajı, bir hassasiyeti vardır. Üftadeoğlu"nun hikayelerinde hassasiyet daha bir belirgindir.Özellikle
Sanki hiç vedalaşmamışım herhangi biriyle... Sanki artık hiç özlemiyorum... Kimseyi... Yazlıklardan ayrılanlar güneşten solmuş tişörtlerinin omuzlarında getirirlerdi küçük yaz aşkının ayrılığını... Mektuplarla, arada bir güçlükle açılan telefo
Yoksa artık affa ihtiyacın mı kalmadı? dedikten sonra telefonu kapatmıştı. Ne demek affa ihtiyacı kalmamak? Ben günlerdir çöller aşmaya, dağları delmeye azmettim de, bana çöle düşme kapısı, dağı delme yolu bile açılmadı.Ben günahkar, ben merhametsiz,